shape
shape

16-31 ARALIK 2024

16-31 Aralık 2024

Dünya Ne Konuşuyor Raporları

“Dünya Ne Konuşuyor?” (DNK) Raporlarımızı; Ekonomi, Politika, Çevre, Sosyal ve Teknoloji olmak üzere beş ana başlıkta ayda iki defa okurlarıyla buluşturmaya devam ediyoruz. DNK Raporları üyelerimize özel gönderilmekte olup, üç ay önceki raporlar web üzerinden genel erişime açık halde paylaşılmaktadır.

Detaylar

 

  • Günümüz ekonomik koşullarında yaşanan her kriz, şirketlerin personel planlamasına büyük etki ediyor. Almanya’da düzenli şekilde ölçülen istihdam puanı, kasım ayında 93,3 puandan aralık ayında 92,4 puana geriledi. Uzmanlar, Almanya’da bazı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin daha az işçi istihdam ettiğine dikkat çekti. Mevcut koşullar altında ise birçok şirketin personel azaltma yoluna gideceği iddia edildi. Personel azaltma konusunda en büyük darbeyi alan sektörler metal endüstrisi, otomobil üreticileri ve tedarikçileri oldu.
  •  Avrupa bölgesinde istihdamla alakalı sorunlar devam ederken, bölgede saatlik işgücü maliyet verileri de yayınlandı. 2024 yılının üçüncü çeyrek verilerine göre Euro Bölgesi’nde saatlik işgücü maliyeti ortalama 37,8 euro olurken, imalat sanayide saatlik işgücü maliyeti ortalama 39,9 euro olarak gerçekleşti. İmalat sanayi işgücü maliyetlerinde en pahalı ülkeler sırasıyla Belçika, Avusturya, Almanya, Lüksemburg ve Fransa oldu. 2000 yılından günümüze kadar saatlik işgücü maliyetinde en düşük ülke 25,8 euro ile İspanya. 
  • Çin’in nükleer silah stokları ve üretimini artırması ABD’yi tedirgin ediyor. Çin’in yanı sıra Rusya ve Kuzey Kore’nin nükleer varlıklarının ABD ulusal güvenliğini tehdit ettiği ve ABD’nin mevcut nükleer kapasitesini acil olarak genişletmesi gerektiği ifade edilmekte. ABD ve Rusya, toplam 1.700’ün üzerinde savaş başlığı ile dünyada nükleer güç sıralamasında zirvede yer alıyor. 2018 yılında yapılan bir değerlendirmede Çin’in yaklaşık 200 nükleer başlığa sahip olduğu belirtilmişti. ABD istihbaratı ise bu sayının 2030 yılına kadar 1.000’i geçeceğini iddia ediyor. Çin, nükleer silah üretimini artırarak bir nükleer savaş çıkarma amacı olmadığını, sadece bu durumu bir caydırıcılık unsuru olarak kullanmak istediğini dile getirdi.
  • Suriye’de Esad rejiminin hızlı bir şekilde düşmesi dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Küresel medya, muhaliflerin Esad yönetimine karşı başlattığı operasyonun tam olarak İran ve Rusya’nın kendi sorunları ile meşgul olduğu döneme denk geldiğini ifade etti. Esad’ın düşüşü ile Rusya’nın Orta Doğu’daki hakimiyeti zarar gördü. Muhalifler saldırı başlattıktan sonra Rusya güçleri hava saldırısı düzenledi ve ardından Şam’da bulunan Rus Büyükelçiliği, vatandaşlarından hemen Suriye’yi terk etmeleri konusunda uyardı. Rusya, özellikle Akdeniz’e erişimini sağlayan Tartus Deniz Üssü ve Hmeymim Hava Üssü’nü güvence altına alarak bölgedeki hakimiyetini sürdürmeyi istemekte. Mevcut Suriye yönetiminin Rusya’ya karşı düşmanca tavır sergilememesi, Rusya için olumlu bir gelişme olarak görülüyor.
  • Suriye’de Esad rejiminin düşmesi, bölge ve komşu ülkeler adına yeni gelişmelerin ortaya çıkmasına neden oldu. Başta, rejimin değişmesi ile Türkiye’nin doğal gaz geçiş noktalarında kilit ülke konumuna geldiği ifade edildi. Yeni Suriye hükümeti, Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’ni tanıyarak Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile yaşanan problemlerde Türkiye’nin konumunu güçlendirebilir. Bu durum özellikle Türkiye’nin bölgede önde gelen bir enerji merkezi olma planı ile uyumlu. Ayrıca, Suriye'de istikrar yeniden sağlandığında, Katar'dan Türkiye'ye uzun süredir beklenen doğal gaz boru hattı projesinin hayata geçirilebileceği dile getiriliyor.
  • Nanoteknolojideki ilerlemeler, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler tarafından yakından takip ediliyor. Nanoteknolojilere yönelik küresel talebin 2028 yılına kadar 68 milyar dolarından 183,7 milyar dolara yükseleceği ve ordu dahil çeşitli sektörleri etkileyeceği öngörülüyor. Son 20 yılda ABD Savunma Bakanlığı ve diğer federal birimlerin nanoteknoloji çalışmalarına 43 milyar dolar fon sağladığı vurgulandı. ABD’nin yanı sıra Çin de “863 Programı” ile 2035 yılına kadar ulusal savunma ve ordunun modernizasyonu hususunda nanoteknoloji ve diğer yeni teknolojilerin geliştirilmesine yoğunlaştı. Geçmişte ileri teknolojinin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapan birçok ülkenin günümüzde diğer ülkelere karşı önemli ve stratejik avantajlar elde ettiği ifade ediliyor.

 

 

Hızlı İletişim

Konuyla ilgili merak ettikleriniz veya iletmek istedikleriniz için hemen bize yazabilirsiniz!

Diğer Raporlar