shape
shape

16-31 AĞUSTOS 2024

16-31 Ağustos 2024

Dünya Ne Konuşuyor Raporları

“Dünya Ne Konuşuyor?” (DNK) Raporlarımız; Ekonomi, Politika, Çevre, Sosyal ve Teknoloji olmak üzere beş ana başlıkta ayda iki defa okurlarıyla buluşmaya 2024 yılında da devam ediyor. DNK Raporları üyelere özel gönderilmekte olup, üç ay önceki raporlar web üzerinden genel erişime açık halde paylaşılmaktadır.

Detaylar

  • Piyasada yaşanan son zayıflık, yen carry trade'inin aniden çözülmesinin yanı sıra, kâr alımlarıyla birlikte ABD'nin son istihdam ve imalat rakamlarına ilişkin endişelerin birleşiminden kaynaklanmıştır. Yatırımcılar kamu hizmetleri ve gayrimenkul hisselerine yönelirken, bu sektörler düşük faizlerden çok canlı bir ekonomi ve güçlü bir tüketici talebine ihtiyaç duymaktadır. Gevşek para politikaları para biriminin satın alma gücünü aşındırırken, hisse senetlerinin ve riskli varlıkların, gerçek enflasyona karşı bir koruma sağlayabileceği belirtilmiştir. FED’in, eylül ayında faiz indirimine gidebileceği öngörülürken, 25 ya da 50 baz puanlık bir faiz indirimi ile kredi talebinde veya mevduat artışında ani bir patlamaya sebep olmayacağı vurgulanmıştır.

 

  • Almanya'daki bazı şirketler, kalifiye eleman sıkıntısının azaldığını belirtse de sorun hâlâ devam etmektedir. Nisan ayında şirketlerin %34,9'u bu sıkıntıyı dile getirirken, ağustos ayında bu oran %33,8'e düşmüştür. Ancak, birçok sektörde hala kalifiye personel bulma zorluğunun sürdüğü rapor edilmiştir. IFO’nun bir diğer makalesinde ise Alman ihracat sektöründeki durumun ağustos ayında kötüleştiği belirtilmiş; ihracat beklentisinin temmuz ayındaki -2,2 puandan ağustos ayında -4,8 puana gerilediği ifade edilmiştir. Gıda endüstrisi ve deri üreticileri ihracatta büyüme beklerken, bilgisayar ve kimya endüstrilerinde ihracatın sabit kalması öngörülmektedir. Mobilya sektörü yurtdışından gelecek siparişlerde azalma beklerken, otomotiv, metal üretim ve işleme endüstrilerinde de uluslararası satışların düşeceği tahmin edilmektedir. 

 

  • 2023 yılı Ekim ayında başlayan İsrail-Filistin Savaşı'nın ardından, Husilerin Kızıldeniz'deki ticari gemilere ve insansız hava araçlarına yönelik saldırıları bölgedeki siyasi ve stratejik durumu daha da karmaşık hale getirmiştir. Kızıldeniz, dünya ticaretinin %15'inin geçtiği önemli bir deniz yoludur ve bu saldırılar, Babülmendep Boğazı'ndan geçen gemi trafiğini %78 oranında azaltmıştır. Husilerin modernize edilmiş cephanelikleri, bölgedeki ticaretin ve tedarik zincirlerinin aksamasına yol açmış ve bu durum Mısır ekonomisini de olumsuz etkilemiştir. Süveyş Kanalı'ndan elde edilen gelir 2023'te %23,5 oranında azalırken, 2024 Ocak ayında bu düşüş %40'a ulaşmıştır. 

 

  • Çinli askeri stratejistler, uzun zamandır Tayvan'ı abluka altına almayı planlamaktadır. Tayvan’ın dışa bağımlı ekonomisi nedeniyle Çin’in uygulayabileceği üç ana abluka senaryosu vardır: Kinetik abluka, Tayvan’ı askeri olarak tecrit ederek deniz ve hava yollarını kapatmayı ve sürekli füze saldırılarıyla direncini kırmayı hedefler; madencilik ablukası, mayın döşeyerek deniz yollarını izole eder ve siber saldırılarla uluslararası tepkileri minimize etmeye çalışır; sınırlı ablukada ise Tayvan çevresinde tatbikatlar yapılır ve sadece belirli deniz yolları hedef alınır. Her üç senaryo da Tayvan'ı ablukaya almak ve direnişini kırmak amaçlanmaktadır. Ancak, Çin'in başarısızlığa yol açabilecek faktörleri dikkatle değerlendirmesi gerekmektedir. 

 

  • İsrail'in Lübnan'da Hizbullah liderine ve İran'da Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'ye düzenlediği suikastlar, Ortadoğu'daki durumu daha da kötüleştirmiştir. Bu eylemler, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun siyasi geleceğini korumak amacıyla bölgesel gerilimleri kasıtlı olarak artırdığını göstermektedir. Netanyahu'nun, savaşın sona ermesinden sonra yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya kalacağı belirtilmiştir. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve Lübnan'a yönelik askeri eylemleri, bölgesel çatışmayı derinleştirme riski taşımaktadır. Bu durum uluslararası toplumda büyük tepkilere neden olabilir ve insani krizleri daha da ağırlaştırabilir. İsrail’in askeri stratejileri dünya çapında milyonlara insanın hayatını etkilemektedir.

 

  • Daha sürdürülebilir enerji teknolojilerine geçişle birlikte lityum, stratejik bir kaynak olarak öne çıkmıştır ve Çin, Arjantin'deki lityum yatırımlarını önemli ölçüde artırmıştır. Arjantin, küresel lityum rezervlerinin beşte birine sahiptir ve 2024 yılında üretimini 81.000 metrik ton ile iki katına ulaştırması beklenmektedir. 2020- 2023 yılları arasında Çin'in bölgedeki madencilik projelerine yaptığı yatırımlar, toplam 3,2 milyar dolara ulaşarak ABD yatırımlarının iki katına çıkmıştır. Çin’in lityum sektöründeki artan etkisi, küresel olarak kritik kaynakları güvence altına almaya yönelik bir stratejiyi kapsarken, ABD, temiz teknoloji tedarik zincirlerini çeşitlendirme ve Çin’e duyulan bağımlılığı azaltma çabasındadır. Arjantin’in lityum üretim kapasitesi artırıldıkça, Çin ve ABD arasındaki rekabet küresel kaynak piyasalarını etkileyecektir. 

Hızlı İletişim

Konuyla ilgili merak ettikleriniz veya iletmek istedikleriniz için hemen bize yazabilirsiniz!

Diğer Raporlar